22 Mart 2017 Çarşamba

Karafatma Bakımı Veya Sevda Elaraby'ye Mektuplar


Karafatma bakımı kolay bir şey değildir. Sözkonusu olan bir Afrikalı karafatma ise durum daha da zorlaşır, çünkü bu kıtada, özellikle de Fas ve dolaylarında yaşayan karafatmalar cüsse itibariyle standart karafatmalardan daha iri yapılı ve daha uzun bacaklıdırlar. Bu konudaki beyanatıma güvenebilirsiniz çünkü kendisini güvenilir kaynaklardan aldım, Sevda Elaraby bizzat görüşmüş bu arkadaşlardan biriyle.




















Kendisinin acıklı hikayesini okuyunca ki buraya tıklayarak o hikayeyi okuyabilirsiniz, ben de bu konuda bir şeyler yazarak evlenip de tee nerelere giden bir memleket kadınının hisli duygularına ortak olayım dedim. Seninleyiz Sevda, Afrikalı karafatmaların korkulu rüyası olan bir kocaya sahip olan asil kadın! Son cümlede 2 kere üst üste "Olan" demekten hoşlanmadım ama başka bir alternatif düşünmekle uğraşamıycam bu arada. Bu 2 cümleyi yazana kadar ona alternatif arasaydım bulurdum gerçi. Neyse...

Tam anlamıyla karafatma bakımı yapmayı, yani evinize şu veya bu şekilde gelmiş bir karafatmayı rahat ettirip çocuklarını sizin evde doğurmasını, arkadaşlarını size davet etmesini falan istiyorsanız evinizi asla havalandırmayın, her zaman rutubetli olmasını sağlamaya çalışın, gerekirse sağa sola yerli yersiz su serpiştirin. Çünkü bu böcekler nemli, rutubetli ortamları seviyorlar. Gıda maddelerini açıkta bırakmak, çöpleri öyle ortaya bir yere koymak ve birkaç gün boyunca atmayıp evde tutmak da işe yarayabilir.

Evinizde böceklerin girip çıkabileceği yerler görürseniz o yerlerin çevresini güzelce dekore edin, çiçekler falan serpiştirin, yiyecek bir şeyler koyun, böylece karafatmalarınız deliklerinden çıkıp bu güzel ortamı ziyaret etmek isteyebilirler. Geldikleri zaman da kalıcı olmaları ve rahat etmeleri için elinizden geleni yapın.

Ama karafatmalara karşı konuksever davranmamak daha iyi bi yerde. Çünkü yani, evime karafatma gelmiş, şuraya yorgan döşek bir şeyler atayım da rahat etsin hayvanceğiz deseniz  bir yumurtlamada dünyaya getirebileceği 300 (Yazıyla üçyüz) yavruyu da evinize bırakabilir tenebrioniddae familyasından gelen bu yüzsüz hayvan. Familyasının ismine bakar mısınız zaten, o bile meymenetsiz.

Kara böcekgiller de denir bunlara. Bu da pek hoş değil, kara böcekgiller kızımızı istemeye geldi desen mesela, pek şık durmayacak, böcek lafı antipatik bi kere. Ama tenebrioniddae'ye göre daha sıcak ve samimi, daha anlaşılır bir havası var tabii ne de olmasa. Öte yandan, tenebrioniddae'ler kızımızı istemeye geldi dediğiniz zaman daha şey bir hava oluyor, asil aile havası.

Lord Tenebrioniddae ve avanesi geliyorlarmış gibi, miğferli şövalyeler eşliğinde böyle, göğüs dekolteli, balon etekli elbiseler giymiş incecik belli, saçları topuz yapılmış kadınlar vesaire. Benim kızım onların üstüne bile isteye kaynar kahve dökebilir yalnız, ben söyleyeyim de. Aile hiç tipi değil. Fakat ben isim olarak beğendim. Kara böcekgillere kıyasla yani. Neyse...

Sevda Elaraby'nin karafatmalarla mücadele konusunda uzman bir insan olan muhterem eşini hayvanın üstüne önce terlik, sonra da süpürgeyle yürüyerek karısını ve belli bir noktaya kadar yaşadığı yerde olup biten olaylardan habersiz fosur fosur uyuyan bebeklik çağındaki kızını bu tek karafatmalık karafatma istilasından kurtardığı için tebrik etmek istiyorum.

Bugün tek karafatma, yarın tek yumurtlamada artı 300 karafatma, çekilecek dert değil, yılanın başını baştan ezmek lazım. Yılan derken karafatmayı kastediyorum. Evlilikte mutluluğun sırları listelerine yazılmalıdır bu olay, koca dediğin karısını karafatmalardan da korumalı. Aferin!

Karafatmalar için güzellik maskeleri tarzında bir şeyler de sallamak isterdim ama bence tıbbın estetik dalı ne kadar ilerlerse ilerlesin güzelleşmez bu hayvan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder