25 Eylül 2018 Salı

Ufak Tefek Cinayetler 33. Bölüm: Bu Daha Başlangıç, Cinayetlere Devam!






Ufak Tefek Cinayetler dizisinin 32. bölümü Edip'in ölmesiyle sona ermişti. Oya'nın partisinde, üst kattan gelen bir kadın çığlığının ardından çığlığın geldiği odanın penceresinden düşmüştü Edip. Ufak Tefek Cinayetler 33. bölüm 2019 yılında, Oya'nın elleri kelepçeli olarak evinden çıkarılmasıyla başladı. Kemal ve Derya da oradaydılar. Oya Toksöz önce hastaneye, sonra karakola götürüldü. Mahkemede tutuklanmasına karar verildi. Sorgulama sırasında "Ben yaptım, ben öldürdüm." dedi. Her şeyi en başından itibaren anlatacağını söyleyerek konuşmaya başladı.







Edip düşmeden önce başına sert bir cisimle vurulmuş, yetkili merciler, olaya kaza süsü verilerek yanıltılmıştı. Dava kapatılmış, bu ölümün kaza olmadığından emin olan Kemal buna çok sinirlenmişti. Olayın peşinde koşmayı bırakmamış ve bu yüzden görevden uzaklaştırılma cezası almıştı.



Edip'in öldüğü gün Elif de ölmüştü. Bu 2 cinayetin birbiriyle bağlantılı olduğu biliniyordu. Kemal, bunun kanıtlanması halinde Sarmaşık davasının yeniden açılabileceğini düşünüyordu. Olanlardan kimin veya kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya kararlıydı.



Eylül 2018



Derya karakolda Kemal'i arıyordu. Heyecanlıydı, çünkü Kemal Elif'in de partide olduğuna dair güçlü bir kanıt bulmuştu. Bu sayede Sarmaşık Davası yeniden açılabilecekti. Şimdi herkesi sorgulayabilmek için resmi bir nedenleri vardı. Bu sefer öyle kolayca sıyrılamayacaklardı işin içinden, Kemal, her birinin attığı her adımdan haberdardı.









Kemal, bir süredir Organize Suçlar bölümünde çalıştığı için olaylardan kopmuş olan Derya'ya bilgi vermeye başladı.



Merve Aksak Serhan'dan boşanmamıştı. Mila'yı da alıp Londra'ya gitmiş, 3 ay boyunca kimse ondan haber almamıştı. Amacı, kocasına neler yapabileceğini göstermekti. Serhan'ı Mila'yı kendisine göstermemekle tehdit ederek boşanma kararından vazgeçmesini sağlamıştı. Elinde zina kanıtı olduğu için, bunu yapması zor olmamıştı.









Merve, Londra'dan döndükten sonra Sarmaşık'ta Arzu ve Pelin'le bir araya geldi. Merve arkadaşlarına evliliğinin bitmeyeceğini söyledi. Serhan'la araları düzeliyordu, hızla toparlanıyorlardı. Oya'nın artık Sarmaşık'ta yaşamadığını düşünüyordu. Hala orada olduğunu öğrenince çok şaşırdı. Evet, evini satışa çıkarmıştı ama siteden taşınmamıştı. Eski evinde kalanlar çıkınca oraya yerleşmişti. Bu durum Merve'yi çok sinirlendirdi. Oya ne kadar haysiyetsiz bir kadındı, de mi? Serhan'ın Oya ile yaşadığı ilişkiden dolayı çok pişman olduğunu söyledi. Kendisi naz yapmasa şimdi beraber olurlardı, hayatlarında Oya'dan hiçbir iz kalmamıştı.











Daha sonra Merve Oya'nın evine gitti. Ona Sarmaşık'a geri döneceğini, evini geri alacağını ve ailesiyle beraber mutlu bir hayat süreceğini söyledi. Oya oradan gitmeliydi. 









İki kadın tartışırken içeriden bir bebek sesi geldi. Oya'nın bebeğiydi bu. Merve çok, çok şaşırmış, altüst olmuştu. Bebeğin soyadını sorduğunda Oya "Toksöz" olduğunu söyledi. Ama bebek Serhan'dandı, değil mi? Oya bunu onayladı. Merve, büyük şaşkınlığını gizlemeye çalışarak, hınç içinde onun evinden çıktı. Nihal'i aradı ve acilen Sarmaşık'a dönmesi gerektiğini söyledi. Eski büyük evi için bekleyecek zamanı yoktu, hemen bir ev bulmak istiyordu.








Bir süre sonra Merve, Mila ile birlikte Sarmaşık'ta bir eve yerleşti. Eski evine göre çok küçük, çok mütevazı bir binaydı bu.



Onun siteye geldiği hemen belli oldu. Her yerde, her tarafta tadilat çalışmaları başlamıştı.











Oya zor bir gebelik süreci geçirmişti. Bebek erken doğmaya karar vermiş, bu onu çok korkutmuştu. Doğduğunda kuvöze alındı. Serhan Aksak haberi alınca hemen hastaneye geldi. Oya ona haber vermediği için sinirliydi













Oya önce onun kendisine yakın durmasına, sarılmasına izin vermedi ama sonra çözüldü. Serhan'a sarıldı ve ne kadar korktuğunu anlattı. Bebek çok küçüktü, hayata tutunabilecek miydi? Serhan onu teselli etmeye çalıştı. Oya sonra yine onu uzaklaştırmaya çalıştı. Serhan'ı görünce dayanamıyordu ama birbirlerinden uzak durmalıydılar. Beraberce bebeğe bakmaya gittiler. Oya, oğlunun isminin Deniz olmasını istiyordu.









Serhan üzgün olduğunu söyledi; vaat ettiği hiçbir şeyi yapamamıştı. Boşanamıyordu. Merve onu çaresiz bırakmıştı. Ama Oya'yı ve Deniz'i sevmekten asla vazgeçmeyecekti. Sorunları çözmenin bir yolunu mutlaka bulacaktı.











Oya daha sonra Edip'in mezarının başına gidip artık toparlanmaya başlayan oğlundan söz etti. 

Birisi mezara begonya çiçekleri bırakmıştı. Oya sesli olarak düşündü; kendisinden başka Edip'in bu çiçekleri sevdiğini bilen kim vardı acaba? O sırada bunu yapan kişi ortaya çıktı. İsmi Kerim'di. Oya'ya Edip'in, hayatının çok zor bir döneminde kendisine yardımcı olduğunu söyledi. Ama sonra bağlantıları kopmuştu. Bu arada, ikisi tokalaşırken Kerim'in sağ kolunda bir sorun olduğunu gördük. O kolunu tamamen uzatamıyordu. 









Kerim Sağlam tek başına dev bir et imparatorluğu kurmuş, karanlık bir adamdı. Evli değildi, çocuğu yoktu. Çevresinde acımasız ve duygusuz biri olarak tanınıyordu. Güney Amerika ile et ticareti yaptığı sırada El Turco lakabını almıştı. Pelin, Taylan ve ortak arkadaşları Emre ile aynı üniversitede okumuştu.



Kerim'le Oya arasında, Edip'in anısı üzerinden bir arkadaşlık kurulmuştu. Oya, artık içinde yaşamak istemediği büyük evi ona satmıştı.









Kerim sitede dikkat çekmeye başlamıştı. Evin girişinde büyük köpekler vardı artık. Bir gün yolda Ayşe ile arkadaşına rastladı. Neden her yerde tadilat olduğunu sorunca ona Merve'den söz ettiler. Merve eski evinin biraz aşağısına taşınmıştı, yakında Kerim'le komşu olacaklardı.



Kerim'in gelmesi Sarmaşık için hiç de hayırlı olmayacak gibiydi.











Merve, eskiden devamlı gittiği bir restoranın yöneticisini arayıp akşam yemeği için kendisine bir masa ayırtılmasını isteyince, restoranın o akşam kapalı olduğunu öğrendi. Misafirlerini ağırlamak için Kerim kapatmıştı mekanı. Merve bozuldu, bu tür taleplerinin karşılanmamasına alışık değildi. Başka bir gün Sarmaşık'ta dolaşırken de onun, organik pazar yaptırmayı düşündükleri bir yere helikopter pisti yaptırmaya başladığını öğrendi.



Kemal Derya'ya Sarmaşık'ta olanları anlatmaya devam ediyordu. Sıra Pelin - Taylan çiftine gelmişti.









Taylan Pelin'e eski arkadaşları Emre'nin siteye taşındığını söyledi. Pelin bu haberi duyunca neredeyse şoka girdi. Hemen gidip haberi Merve'ye iletti. Merve de bu duruma şaşırmıştı.



Emre Çelen bir armatördü. Pelin'le Taylan'ın üniversiteden arkadaşıydı. Taylan'la baya yakındı, aynı basketbol takımında oynamışlardı. Eşi onlarla görüşmelerini istememişti, bu yüzden uzun süredir ismini duymamışlardı. Olaylı bir boşanmanın ardından gelip Sarmaşık'a, Arzu'nun evinin yanındaki bir eve yerleşmişti.



Kemal'e göre Emre yılan gibi bir insandı. Kimin tarafında olduğu belli değildi ama zamanla ortaya çıkardı.









Arzu, "Hoş geldin" demek için Emre'ye uğradığında onun Pelin'le Taylan'ın eski bir arkadaşları olduğunu hatırladı. Buraya nişanlısıyla beraber taşındığını da öğrendi. İkisi konuşurlarken Emre'nin nişanlısı evden çıktı. Arzu hayret içinde bakakaldı. Burcu idi bu.











Mehmet'le Arzu yeniden evlenmişlerdi ve mutluydular. Arzu işini epeyce büyütmüştü. Doğum gününde eşi ve çocukları onun için bir sürpriz hazırlamışlardı. O gün Mehmet'e Burcu'nun nişanlısıyla beraber yandaki eve taşındığını söyledi. Mehmet sakin davrandı, siteye taşınmak Burcu'nun hep istediği bir şeydi, bunun onlarla ilgisi yoktu. Arzu bundan emin değildi. Mehmet de göründüğü kadar rahat değildi.



Görünüşe göre Edip ölüp gömüldükten sonra herkes, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyordu. Kemal Derya'ya ekiplere haber vermesini söyledi. Hepsini toplayıp sorguya çekeceklerdi.









Ufak Tefek Cinayetler 33. bölüm polis arabalarının Sarmaşık'a doğru yola çıkmasıyla devam etti. Hiçbirinin beklemediği bir şeydi bu. Onlar günlük işleriyle ilgilenirlerken ekipler siteye vardı. Kapılarını açtıkları zaman karşılarında polisleri gördüler. Savcılık, Elif'in şüpheli ölümüyle ilgili bir karar vermişti. Oya, Serhan, Merve, Taylan, Pelin, Arzu, Mehmet, Burcu....her birinin Emniyet'e gelip ifade vermesi gerekiyordu. Polisler onları arabalara alıp götürdüler.











Sorgu odasına alınan ilk kişi Mehmet'ti. Kemal ona Elif Işık hakkında ne bildiğini sorunca onu hiç tanımadığını, ilk defa gördüğünü söyledi. Arzu, Taylan ve Burcu da Kemal'e yardımcı olacak bir şey anlatmadılar. 



 Herkes tedirgindi. Sorgu sırasında daha önce bilmedikleri şeyleri, mesela Elif'in zehirlendiğini de öğreniyorlardı. Ama bu konuyla ilgili hiçbir bilgileri yoktu tabii ki. 



Oya Elif'in sevdiği biri olmadığını söyledi. Ama genç bir insan ölmüştü sonuçta. Kemal Elif'in onun partisinden çıktıktan sonra öldüğünü söyleyince şaşırdı. Elif'i hiç görmemişti, partiye gelmediğini sanıyordu. Serhan Elif'i görmüş ve görür görmez de gitmesini istemişti. Onun kapıdan çıktığını görmemişti ama evden sağlıklı bir şekilde çıktığından emindi. 



Merve tepkili konuştu. Onlar sakin hayatlar süren, saygın insanlardı, böyle evden alınmak falan da ne oluyordu? Telefonla da davet edilebilirlerdi, değil mi? Kemal aylarca ona ulaşamadıklarını hatırlattı. Merve travma geçirdiğini bildirmiş, sonra da kızını alıp yurt dışına gitmişti. 









Merve Kemal'e Elif'i tanımadığını, adını hiç duymadığını söyledi. Komiser daha sonra Edip'in camdan nasıl düştüğünü sordu. Bunun bir kaza olmadığını hepsi de biliyorlardı. Merve'den olay anını anlatmasını istedi, aksi taktirde onu her gün Emniyete çağırtacaktı.  









Tanıklara göre olaylar şu şekilde gelişmişti: Oya, Merve, Arzu ve Pelin arasındaki kavga giderek daha şiddetli ve gürültülü olmaya başlayınca Serhan, Mehmet, Edip ve Taylan da üst kata çıkmışlardı. Erkekler, kadınların ve odanın perişan halini görünce çok şaşırmışlar, neler olup bittiğini anlayamamışlardı. Oya'nın bacağından kan sızıyordu. O inleyince Serhan ona doğru gitmiş ama Oya onu tersleyerek odadan çıkmıştı.



Serhan, bu rezaletin daha fazla devam etmemesi için, herkesin odadan çıkmasını istemişti. 











Merve de çıktıktan sonra kendisi de odayı terk etmiş, içeride sadece Edip kalmıştı. Az sonra her biri bulundukları yerlerden, o kadın çığlığını duymuşlar, ardından Edip'in bahçede, yerde yattığını görmüşlerdi. Oda boşaldıktan sonra neler olduğunu, içeriye tekrar kimin girdiğini gören, bilen yoktu.



Serhan Kemal'e olayı tam olarak hatırlayamadığını söyledi. Garip bir durumdu bu, insan böyle bir şeyi nasıl hatırlamazdı? Serhan odayı boşalttığını ve kendisi de çıkınca geride sadece Edip'in kaldığını hatırlıyordu. Oya'nın üst kattaki banyoda durumuna bakıyor olabileceğini düşünmüş ve gidip banyoya bakmıştı. Fakat Oya orada değildi. O sırada yatak odasında idi. Kanın bacağındaki bir kesikten geldiğini, bebeğine bir şey olmadığını fark edince çok rahatlamıştı. 









Burcu ifade verirken partiden erken ayrıldığını söyledi. Orada bulunması yanlıştı zaten. Mehmet orada olduğu için gitmişti, bununla ilgili bir durum vardı ama sonra ondan vazgeçmeye, kendine yeni bir hayat kurmaya karar vermişti. Kemal ona yeni hayatına Kaymaz ailesinin burnunun dibinde başlamasının tuhaf göründüğünü söyledi. Burcu ne yapsındı, olaylar öyle gelişmişti. Nişanlısı Emre'nin Sarmaşık'ta arkadaşları vardı, buraya onun ısrarıyla taşınmıştı. 



Kemal'le Derya ifadelerin birbirini nasıl da tuttuğundan söz ettiler. Kemal bu kadarının fazla olduğunu düşünüyordu. Normalde insanlar belli bir olaya kendi bakış açılarıyla bakar, farklı detaylar görürlerdi ama bu olayda herkes birebir aynı şeyi söylüyordu. İzledikleri bir filmi anlatır gibiydiler. Hikayeyi aynı açılardan, aynı sırayla anlatıyorlardı; demek ki bunun için hazırlanmışlardı. Sadece Oya'nın hikayesi farklıydı, zira odadan ilk çıkan oydu, saha sonra olanları görmemişti. Fakat diğer 6 kişinin polisten bir şeyler sakladığı ortadaydı. Yalan söylüyorlardı.











Serhan, biraz rahatlamak için, Mehveş - Hasan Yaman çiftinin yıllardır arada bir gittiği çiftliğine gitti. Ödenemeyen bir borçtan dolayı çiftlik için icra işlemleri başlatılmıştı, orayı satmak zorundaydılar. Serhan üzülmüştü, uzun yıllardır tanıdığı bu insanlara yardım etmeye karar verdi. Bunun için alacaklı Adil Sağlam'la görüşmeye gitti. Adamın adı tam olarak Kerim Adil Sağlam idi. Serhan'la Merve'nin yaşadığı, sonradan Oya'nın aldığı büyük evi satın alarak siteye yerleşen et tüccarı idi bu.









Kerim önce Serhan'ın teklifini kabul etti. Serhan borcu ödeyecek, o da davadan vazgeçecekti. Fakat sonra konuşmanın seyri değişti. Kerim Serhan'a artık komşu olduklarını, Oya ile eski ahbap olduklarını falan söyleyince Serhan onun hayatlarına dahil olmaya çalışmasında bir gariplik olduğunu anlamıştı. Adamla alaycı bir tarz da konuştu. O da aynı şekilde karşılık verdi. Sonra da icrayı geri çekmekten vazgeçtiğini söyledi. Zaten öyle bir yere ihtiyacı da vardı. Serhan "Tamam", dedi; "Bırakalım icraya girsin. Sonra bakalım kim alacak?"



Böylece Serhan ve Kerim daha tanıştıkları gün hasım olmuşlardı. 











Merve, Mila ile beraber Ada'ya, kaynanasının yanına gitti. Ona Oya'dan, bebekten söz etti. Kendini eli kolu bağlanmış hissediyordu, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Bu süreç onu yıpratmış, belki de zayıflatmıştı. 



Betül Hanım ona yine eski Merve olması gerektiğini söyledi. Böyle durmadan bebekten söz etmeyi, şikayet etmeyi bırakmalıydı. Yine insanları etrafına topladığı, dünyayı parmağının ucunda döndürdüğü günlerine dönmeliydi. O, Merve'nin tekrar ayağa kalkacağına inanıyordu.



Dönüşte Serhan onları bekliyordu. Arabada Merve'ye bu Ada ziyaretlerinden hiç hoşlanmadığını söyledi. Ama yapacağı bir şey yoktu. Çocuğundan 3 ay ayrı kalarak cezasını çekmişti, şimdi ayağında prangayla oturuyordu. Merve onun bir gün kendisine böyle davrandığı için teşekkür edeceğini söyledi. Sonra sevgili olmadan önceki bir buluşmalarından söz etmek istedi ama Serhan onu tersledi. Merve o günü düşünmeye başladı.



Pelin'in doğum günüydü. Serhan meşhur kırmızı arabasıyla Merve'yi almış, partiye götürüyordu. Kendisi davetli değildi ve Merve'nin ısrarlarına rağmen katılmayı da istemiyordu. Merve'ye, onu aldığı yere kimin bıraktığını sordu. Onu evden de alabilirdi. Merve bir arkadaşının geçerken bıraktığı cevabını verdi.



Merve bir "Hoşbuldum Partisi" vermeye karar vermişti, bir sürü kişi sokaklarda onun davetiyelerini dağıtıyordu. Oya, mahallenin yeni sakinleri Emre ve Kerim; herkes davetliydi. Oya onun kendisini de davet etmesine anlam verememişti. Büyük bir savaş başlıyordu belki de. Ama korkmuyordu, bazı şeylerin barış yoluyla halledilemeyeceğini anladığı çok olmuştu.



Başkomiser Kemal sinirden deliye dönmüş haldeydi. Emniyete gelen genç bir adam Elif Işık'ı kendisinin öldürdüğünü söylüyordu. Karısını tedavi etmeyi kabul etmediği için ona çok kızmıştı. Partiden sonra yoluna çıkmıştı. Elif arabadan inince tartışmaya başlamışlar, sonra bıçak çekip onu zehirli su içmeye zorlamıştı. Daha sonra Elif arabasıyla yola devam etmiş ve kaza yapmıştı.



Genç adamı Elif Işık dosyası kapansın ve konu Sarmaşık'a bulaşmasın diye biri tutmuştu, Kemal'in bundan hiç kuşkusu yoktu. Veya Edip'in katili de tutmuş olabilirdi. Bu 2 dosya birbirini etkiliyordu sonuçta.



Ufak Tefek Cinayetler 33. bölüm bu noktada eskiye, karakterlerin üniversite yıllarına döndü. Pelin Taylan'ı desteklemek için bir basketbol maçındaydı, Merve de bir yanlış anlama yüzünden, istemediği halde oraya gelmişti. Kerim de Taylan'ın takımındaydı. Müsait pozisyonlar olduğu halde Taylan defalarca ona pas vermek yerine kendisi atış yapmayı denemiş ve bunu başaramamıştı. Maçtan sonra gençler sohbet ederken Kerim yanlarına gelip Taylan'a saldırmıştı. 









Merve'nin partisi başlamıştı. Bütün kraliçeliği üstünde idi yılanın, perdono, kadının demek istiyorum. Oradan oraya sekiyor, davetlilerle her zamanki yapay konuşmalarını yapıyordu.



Taylan'la Pelin partiye gelirken Emre hakkında konuşuyorlardı. Taylan eski arkadaşını göreceği için mutluydu, Pelin ise sinir içindeydi. Emre'yi hiç sevmiyordu. Bahçeye girdiklerinde hala bu konuda tartışıyorlardı. Tam Pelin yüksek sesle onu sevmediğini söylerken Emre, Burcu ile beraber arkalarında belirdi. 



İki erkek coşkulu bir şekilde kucaklaştılar. Pelin ve Burcu renk vermemeye çalışıyorlardı ama ikisi de bir arada olmaktan rahatsızdı. Pelin bir bahaneyle oradan uzaklaştı. Taylan neredeyse Mehmet hakkında bir pot kıracaktı ama Burcu'nun bakışıyla durumu toparladı. 



Pelin Merve'ye Emre'yi davet ettiği için söylenirken Kerim de bahçeye girmişti. Merve böylece onun gözlerinin önünde olacağını söyledi. Hem herkesi çağırıp onu çağırmaması tuhaf olurdu, de mi? O sırada Pelin Kerim'i de fark etti. Şimdi daha da sinir olmuştu. Merve Kerim'in kim olduğunu sorunca onu basketbol takımı üzerinden hatırlatmaya çalıştı. 



Taylan'ın hiç pas vermeden oynadığı o gün Kerim onu çok fena dövmüş, çocuğun kafasına 4 dikiş atılmıştı. Pelin korku içinde bağırıp çağırırken Merve durumdan hoşlanmış gibi görünüyordu. Ama Pelin'e onu hatırlamadığını söyledi. Pelin yanlış hatırlıyordu herhalde, kendi hafızasında öyle bir anı yoktu. 












Serhan Oya'nın evine gitti. Oya kapıdan çıkmıştı, partiye gidecekti. Oya'nın evini Kerim'e satması hakkında tartıştılar. Serhan da ona yardım teklif etmişti ama Oya gidip bir yabancıdan destek almıştı. Oya bunun basit bir anlaşma olduğunu söyledi. Adam evini almayı teklif etmiş, o da satmıştı; hepsi buydu. Serhan eve girip orada konuşmalarını istedi ama Oya reddetti. Bir süre için aralarında duygusal bir gerilim yaşandı. Sonra Oya yoluna devam etti. 












Partide Kerim'i gören Taylan, çok rahatsız olmuştu. Emre'ye Pelin'i alıp gideceğini söyledi. O uzaklaşırken Emre ardından alaylı alaylı güldü.



Kerim Merve'yi fark etmişti. Ona doğru yürürken karşısına Pelin çıktı. Pelin'in doğum gününden beri ilk defa karşılaştıklarından söz ettiler. Konuşmalarından bunun olaylı bir doğum günü olduğu anlaşılıyordu.



Kerim ev sahibesini görmek istediğini söyleyince Pelin Merve'ye seslendi. Merve yanlarına geldi. "Evimi almışsınız" dedi ona. Kerim evi Oya'dan aldığını söyleyince "Bu karışık bir mevzu ama ev benim." dedi Merve.



O sıralarda Kemal, Elif'i öldürdüğünü söyleyen adamın Sarmaşık'dakilerden birinin eski bahçıvanı olduğunu keşfetti. Ekip arabaları siteye doğru yola çıktılar.



Mehmet'le Arzu da partide idiler. Emre Arzu'yu hatırladı ve onların yanına gitmek istedi ama Burcu birtakım bahanelerle onu vazgeçirdi.



Taylan - Pelin çifti bir köşeye çekilmişlerdi. Taylan kadehleri ardı ardına yuvarlıyordu.



Burcu bir Arzu'yu, bir Mehmet'i süzüyordu kaçamak bakışlarla. Herkes neşeli görünüyordu ama malum kişiler gergindi.










Merve Oya ile karşılaşmış, her zamanki gibi iğneli bir konuşmadan sonra ceketini almıştı. Onu asarken odaya Kerim girdi ve kapıyı kilitledi. Merve çıkmasını istedi, biri görebilirdi. Kerim ona kendisini özleyip özlemediğini sordu.



Ufak Tefek Cinayetler 33. bölüm sona yaklaşırken yine basketbol maçının olduğu güne döndük. Pelin'in doğum günü de o gündü. Kerim'in Taylan'ı dövmesinden sonra Pelin Taylan'la beraber hastaneye doğru yola çıkarken Merve orada kaldı. Kerim'le yalnız kaldıkları zaman ikisinin sevgili olduğu ortaya çıktı. Daha sonra bir yere gidip konuştular. Merve Kerim'den ayrılmak istiyordu. Kerim'in babası bir süre önce iflas etmişti. Merve'nin hayatıyla ilgili hedefleri, idealleri vardı. Kerim'in de kendi hayatını yoluna sokmak için hayalleri vardı ama o hayallere yatırım yapacak bir kız değildi. Duygusal davranamazdı.



Kerim çok üzülmüştü. Merve'ye hayatında başka biri olup olmadığını sordu. Kız biriyle tanıştığını söyledi. Aksak'ların oğlu Serhan'dı bu. Şu anda sadece arkadaşlardı ama Merve geleceğini onunla kurmaya kararlıydı. Kerim Serhan'ı dövmekten, ona zarar vermekten söz edince Merve bunun bir şeyi değiştirmeyeceğini söyledi. Kerim de onu bir parçacık sevdiyse, gitmesine izin vermeliydi.



Merve uzaklaşırken Kerim arkasından "Çok pişman olacaksın!" diye bağırdı. Biraz sonra Serhan arabasıyla gelip onu aldı. Kerim altüst olmuş haldeydi. Merve de üzgün görünüyordu.



Partide Kerim Merve'ye "Bak, yıllar sonra buradayız." dedi.








Parti bütün hızıyla devam ediyordu. Davetliler eğleniyor, dans ediyorlardı. Polis arabaları yoldaydı o sırada.



Kemal Derya'ya "Bitirelim artık şu işi." dedi.



Oya mahkemede, birbirlerine çok şey yaptıklarını söyledi. Kozlarını defalarca paylaşmışlardı. Artık her şeyin bittiğini sanmıştı, ama bu daha başlangıçtı aslında. Şimdiye kadar kumda oynayan çocuklar gibiydiler. Bundan sonra çok daha korkunç şeyler olacaktı.



Kemal'le Derya bir kapıyı çaldılar. Serhan kapıyı açtı. Kemal ona işlenen suçu başkasının üstüne atarak adaleti yanıltmaktan ve kasten adam öldürmek iddialarıyla göz altına alındığını bildirdi.




Oya, bundan sonra çok daha sürprizli, yıkıcı ve kanlı şeyler olacağını söyledi. 

































































































































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder