Ufak Tefek Cinayetler dizisinin 38. bölümü sona ererken Edip'i öldürenin Arzu olduğunu öğrendik. Gece kabus görüp uyanan ve mutfağa gidip olanları düşünerek fenalık geçiren Arzu, Ufak Tefek Cinayetler 39. bölüm başlarken kendini bahçeye attı.
Edip'e şamdanla vurduğu anlar tekrar tekrar gözlerinin önünde canlanıyordu. "Bir şeyler yapmalıyım." diye söylendi. Yakalanmaması lazımdı.
Emre ile Kerim teknede sohbete devam ediyorlardı. Emre Arzu'nun normalde ideal bir eş ve anne iken kısa sürede çok yoğun, çok hırslı bir iş kadınına dönüştüğüne dikkat çekti. Normalde böyle hırsları olan bir kadın değildi. Partide olanlardan sonra hayatının merkezini değiştirmişti. Bunu, bir cinayet işlediğini unutmak için yapmıştı.
Kerim Mehmet'in durumunu sorduğu sırada Mehmet bahçeye, eşinin yanına gitmişti. Arzu'nun neden bu durumda olduğunu bilmiyordu. Uykusunun kaçtığını sanmıştı. Karı koca sarılıp oturdular.
Emre Mehmet'in karısının bunu yaptığını bilmediğini söyledi. Ama bazı kuşkuları vardı. Bu yüzden de olayın üstünde durmamayı tercih ediyordu. Arzu'nun, aldatılmasına ve ondan sonra yaşadıklarına rağmen eşini affedip tekrar evlenmesinin sebebi de partide olanlardı. Birine sığınması gerekiyordu.
Kerim Emre'ye diğerleri hakkında neler düşündüğünü sordu. Pelin o sırada evinde geçmişi düşünüyordu. Arzu'nun Edip'i öldürdüğünü görmüştü. Emre onun, Arzu ile aralarında zehir meselesi yüzünden bir ortaklık olduğu için sustuğunu söyledi. Taylan'ın susma sebebi " Ya bunu karım yaptıysa" diye düşünmesiydi. Ama bildiği pek bir şey yoktu. Merve Aksak ise her şeyin arkasındaki isimdi, olanların hepsinde parmağı vardı. Çevresinde işlenen bütün suçların farkındaydı ve kraliçelik pozisyonuna zarar gelmemesi için hepsinin üstünü örtüyordu.
Kerim Emre'ye "Kemal'e gitsek mi?' diye sordu. Başkomiser hiçbir şeyin farkında değildi. Emre buna olumsuz cevap verdi. Kemal'in eğlencesini bozmamaya karar verdiler. Ortalığı karışmaya bırakmak daha iyiydi.
Oya'nın hoş bir hatun olduğunu söyledi Emre. Kerim de aynı fikirdeydi ama onun Serhan'a deli gibi aşık olduğunun farkındaydı.
Oya Toksöz evine geldiğinde Serhan da oradaydı. Önce biraz atıştılar, sonra oturup konuştular. Serhan, Oya'yı üzen şeyin ne olduğunu bilmek istiyordu. Oğulları onun soyadını almıştı. Söz veriyordu, bundan sonra her şey daha iyi olacaktı.
Oya derdinin sadece bu olmadığını söyledi. Edip meselesi vardı bir de. Onun katilinin kim olduğunu biliyordu ama bunu Serhan'a söylemek kolay değildi. Eveti katil Merve idi.
Serhan Aksak bunu duyunca altüst olmuştu. Mila da Merve'nin yanındaydı. Bundan sonra ne olacağını hiç bilemiyordu.
Arzu mutfakta dolma sararken Mehmet geldi. Karısı bir tuhaf görünüyordu. Son zamanlarda hep böyleydi. Çok çalıştığı için miydi acaba? Arzu her şeyin yolunda olduğunu söyledi ama onun durumu Mehmet'i korkutuyordu. Karısının telefonu çaldı ama o açmadı. İşten arıyor olabilirlerdi oysa.
Mesele iş değilse neydi acaba? Edip miydi? Şimdiye bu kadar bu konuda bir şey sormamış, bir şeyler öğrenmeye çalışmamıştı ama artık canına yetmişti. Edip'i kim öldürmüştü? Arzu kimi koruyordu?
Arzu halletmesi gereken bir şey olduğunu söyleyerek evden çıktı.
Oya'ya gitti. Onun gelmesi Oya'yı şaşırtmıştı. Hemen içeriye davet etmedi. Arzu onunla barışmak istediğini söyledi. Beraber büyümüş, bir sürü şey atlatmışlardı. İkisi farklıydı, diğerleri gibi değildiler.
Senaryo bu noktada geçmişe döndü. Öğrencilik yıllarında Oya ile Merve bir konser için hazırlanıyorlardı. Oya çok heyecanlıydı. Pelin onunla dalga geçmiş, ama Arzu destek olup moral vermişti.
Biraz sonra iki kadın oturup sohbet etmeye başladılar. Oya Edip konusunu ona da açtı. Dostunu Merve'nin öldürdüğünü biliyordu. Arzu neden onu koruyordu ki? Merve'yi veya başka birini koruduğu için mi susmuştu bugüne kadar?
Arzu böyle bir şey olmadığını söyledi. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Odada olanlar, onun çıkmasından sonra olmuştu demek ki. Mehmet'le ikisi odadan çıkmıştılar. Pelin'le Taylan da çıkmıştı. Serhan zaten Oya'nın arkasından gitmişti. Merve Edip'le yalnız kalmıştı böylece. İkisinin arası gergindi ama... Ayrıca Merve o günden sonra tuhaflaşmıştı.
Oya Pelin'le konuşmayı düşündüğünü söylediği zaman Arzu itiraz etti. Onun bir şey bildiğini sanmıyordu. Hem, araları iyi olmadığından, bilse de Oya'ya anlatmazdı. Kendisi Oya'nın yanındaydı. Ona her türlü yardımı sunmaya hazırdı. Pelin'le konuşma işini de üstlenebilirdi. Hatta hemen gidip konuşacaktı.
Arzu Oya'nın karşısında renk vermemeyi başarmıştı. Ama bu konuyu deşip durduğu için ona çok öfkeliydi aslında.
Pelin evindeydi. Taylan keyifsiz görünüyordu. Karısı onunla konuşmak istediğini söyleyince tedirgin oldu, polise gitmediğini söyledi. Kapı çalıp Arzu gelince evden çıktı.
Pelin Arzu'ya Burcu'nun kendisini Sarmaşık'tan göndermek istediğini söyledi. Burcu'nun öğrendiği bir şey vardı. Biraz gerçeklik payı da vardı bu bilgi de. Kendisini bunu Taylan'a söylemekle tehdit etmişti. Emre, Taylan ve kendisi üniversite yıllarında aynı okulda idiler. Taylan'la beraberken Emre ile de küçük bir yakınlaşmaları olmuştu. Çok gençtiler ama, bir gençlik hatasıydı bu. Emre bunu unutmamıştı herhalde, Pelin'e sıkıntı verecek şeyler yapıyordu.
Burcu'nun boynuzlanması fikri Arzu'nun hoşuna gitmişti. Biraz dalga geçti ama Pelin endişeliydi. Taylan bunları duyunca inanmayacaktı ama ne tepki vereceğini de bilemiyordu. Arzu Pelin'le sırdaş olduklarını söyledi. Bunu Taylan'a söylemeyecekti tabii ki.
Ortada sessiz bir pazarlık döndü. Sonuçta Pelin de Arzu'nun bir sırrını biliyordu: Edip'e vurmasına tanık olmuştu.
Arzu, Oya'nın Edip meselesinin peşini bırakmadığını söyledi. Ortada yeni bir şey yoktu ama durmadan sorular soruyordu. Pelin ona bu konuda hiçbir şey söylememeliydi. Pelin ona rahat olmasını söyledi. Kendisi şamdanı yok etmişti. Emre de geçende katilin kim olduğunu bildiğini söylemişti gerçi. Ama Arzu içini ferah tutmalıydı. Bitmişti o iş, kaza olduğuna karar verilmişti.
Arzu evine dönerken Burcu onu gördü. Yanına gidip sataşmaya karar verdi. Arzu Emre'nin Pelin'le ilgilendiğini bildiğini söyleyince bozuldu ama bunu belli etmemeye çalıştı. Kendisini en iyi onun anlayacağını söyledi. Arzu aldatılmanın katmerlisini yaşamıştı. Arzu bunu kabul etti. Ama geçip gitmişti, onlar sorunlarını çözmüşlerdi. Burcu ne yapacaktı asıl?
İki kadın böyle bir süre hangisinin daha zor durumda, daha onursuz bir pozisyonda olduğu konusunda atıştılar. Burcu bir ara Mehmet'le Arzu'nun olayını herkesin bildiğini söyledi. Kendi durumundan ise kimsenin haberi yoktu. Arzu, onun başkalarının durumunu bilmesinden korktuğunu fark etmişti. Bunu herkese haber vereceğini söyledi. Evet, bunu yapabilirdi.
Sitenin kadınları ellerinde yiyecek paketleriyle Oya'ya gittiler. Oya pencereden onları görünce bebekle ilgili gerçeği öğrendikten sonra tepki vermek için geldiklerini sandı. Oysa amaçları diş buğdayı tebriği bahanesiyle onu hoş gördüklerini, dışlamayacaklarını göstermekti. Ayşe'nin fikriydi bu. Ortada bir maç vardı ve kimin kazandığı henüz belli değildi. Böylece iki tarafa da yatırım yapmış oluyorlardı.
Oya, bebek için böyle bir parti düzenlediklerini onlardan öğrendi. Böyle bir şey olmadığını söyledi. Şimdi ne yapacaklarını kendileri bilirlerdi. Hem az sonra Merve buraya gelecekti, sorunu hep beraber çözebilirlerdi.
Kadınlar, Merve'nin geleceğini duyunca hemen ayaklanıp evi terk ettiler. Oya'nın istediği de buydu zaten.
Hastaneye gittiği zaman odasının önünde çok fazla hasta vardı. O günün ücretsiz hasta günü olduğunu hatırladı ama İlhan'a göre bu kadınlarda ücretsiz tedavi için gelecek hasta tipi yoktu. Haklıydı da. Kadınlar Betül Hanım'ın arkadaşlarıydı, Oya'yı görmek için gelmişlerdi.
Arzu evde, partide olanları düşündü. Edip, aralarındaki kavgayı durdurmanın tek yolunun olan biteni polise anlatmak olduğunu söylemişti. Gidip bunu yapacaktı. Arzu onu bu yüzden öldürmüştü. Şimdi ne yapacağını bilemiyordu. Madem Oya Merve'den şüpheleniyordu, suçu ona atacaktı. Emre ne olacaktı peki? Gerçeği anlamış mıydı acaba?
Arzu bunları düşünürken bir yandan da deli gibi ev işi yapıyordu. İş yerinden telefon geldi. Arayanı tersleyip telefonu kapattı. Sonra da evden çıktı.
Arzu marinaya gittiğinde Emre de tekneden iniyordu. Arabasına binen adamı takip etmeye başladı. Emre bir süre sonra bunu fark etti. Birkaç manevra yapıp izini kaybettirdi.
Mehmet dükkanında sıkıntılı sıkıntılı otururken Taylan geldi. O da iyi görünmüyordu. Kemal Başkomiser çok üstüne geliyordu, bıkmıştı.
Sohbet ederlerken Mehmet Edip'i kimin öldürdüğü konusunu açtı. Katil kendi karısı mıydı, Pelin miydi, yoksa Merve miydi? Taylan birbirlerine bunu konuşmama sözü verdiklerini hatırlattı. Yoksa o da bilmek isterdi. Bu bilinmezlik hayatlarını mahvetmişti. Bu yükün altında yaşamakta zorlanıyordu.
Mehmet kendisinin de aynı durumda olduğunu söyledi. Bu akşam ikisinin de eşlerine bunu açık açık sormalarını teklif etti. Kem küm ederlerse de bastıracaklardı. İki adam bu konuda anlaştılar.
Akşam olunca da ikisi de bu kararı uygulamaya giriştiler. Mehmet Arzu'ya Edip'i kimin öldürdüğünü sorarken Pelin Taylan'a bunu kendisinin yapmadığını söylüyordu. Kadınlar hemen çözülmediler. Ama sonunda Arzu Mehmet'e katilin kendisi olduğunu söyledi. O sırada bunu Taylan da öğrenmişti.
Arzu kocasına cinayeti düşünmeden, anlık bir kararla işlediğini anlattı. Edip her şeyi polise anlatmakla tehdit edince çok korkmuştu. Çocuklarını, hayatını düşünmüş ve bunu yapmıştı.
Taylan karısına, bunu Arzu yapmasa onun yapıp yapmayacağını sordu. Pelin net bir cevap vermedi. Emin değildi. Partide Arzu Edip'in başına vurduktan sonra, düşmeye başlayan Edip'in önünden çekilerek onun pencereden düşmesine yol açmıştı.
Mehmet Arzu'ya Taylan'ın çözülmek üzere olduğunu söyledi. Geçen gün onlara yalan söylemişlerdi, Taylan polise gitmişti. Onu Mehmet durdurmuştu. Sonra komiser Sarmaşık'a gelip sorular sormuştu. Taylan ortalığı yakmak üzereydi. Kendisi şu ana kadar tam olarak kimi koruduklarını bilmiyordu. Ama artık öğrenmişti ve daha kararlıydı. Karısının yanındaydı.
Emniyet binasında, Kemal'le Derya Sarmaşık vakası hakkında konuşuyorlardı. Merve Aksak ortada yoktu. Bulunsa da ellerinde onu tutuklamaya yetecek kadar delil mevcut değildi zaten. Bir itirafa ihtiyaçları vardı. Kemal Taylan'ın fazla zeki olmadığını, onu konuşturabileceğini düşünmüştü ama adam konuşmuyordu. Derya, onunla Oya'nın konuşmasının daha iyi olabileceğini söyledi. İkisi lisede iken birbirlerine aşıklardı. Taylan'ın dilinden en iyi onun anlayacağını düşünüyordu.
Bunu Oya'ya teklif ettiler. Oya ilk önce böyle bir şeyi yapamayacağını söyledi. Ama sonunda onu ikna ettiler.
Pelin, Emre ile görüşmek için marinaya gitti. Ona Burcu'nun kendisini tehdit ettiğini anlattı. İkisinin konuşmalarını duymuştu, Pelin'in Sarmaşık'tan gitmesini istiyordu. Emre bu sorunu halledeceğini söyledi. Madem Pelin böyle istiyordu, yapacaktı. Gitmeden onu öpmek istedi ama Pelin ondan uzaklaşıp tekneden çıktı.
Eve varmasından az sonra Burcu geldi. Pelin'e çok kızgındı. Onun, Emre ile arasında olanları Arzu'ya anlattığını düşünüyordu. Hani Taylan'ı kaybetmek istemiyordu? Neden Arzu'ya anlatmıştı? Herkese söylesin de duyulsun mu istiyordu? Emre'yi böyle mi elde edecekti?
Pelin çok şaşırdı, bunun Arzu ile aralarında sır olarak kalması gerekiyordu. Bir yandan da arkadaşının bunu yapmayacağını düşünüyordu. Yaparsa sadece Burcu değil, kendisi de zarar görecekti.
Burcu Pelin'e, Arzu'ya çok güvenmemesini söyledi. Olanları herkesin duyması yakındı. Zaten Pelin de tereddütlü görünüyordu. Kendilerini garantiye almaları, Arzu'yu susturmaları lazımdı. Bu meselede maalesef aynı teknedeydiler. Sonunda sorunu birlikte çözme, beraber hareket etme kararı aldılar.
Arzu evdeki golf takımını alıp sitenin golf sahasına gitti. Taylan oradaydı, yanında arkadaşları da vardı. Arzu Taylan'dan kendisine golf oynamayı öğretmesini istedi. Onunla ilgili planları olduğu belliydi. Taylan'ın arkadaşlarını yanından uzaklaştırabilmişti ama yine de oralardaydılar, bu yüzden golf sahasında bir şey yapamadı. Daha sonra vuruş yaparken sopayı kasıtlı olarak çok hızlı vurdu. Top ormana kaçtı. Gidip onu almasalar da olurdu ama Arzu birtakım bahanelerle ille de gidip almak istedi.
Arzu Taylan'ı ormanın içlerine doğru yönlendirdi. O geri dönmek istiyordu ama topu bulmak konusunda ısrar etti. Biraz sonra, Mehmet'le cinayetten söz ettiklerini anlattı. Taylan lafı dolandırmak için çırpınıyordu, ama Arzu buna izin vermedi. Sordu; Taylan polise gitmiş miydi gerçekten?
Burcu evde masayı hazırlarken Emre geldi. Burcu evlilik konusunu açtı, bunu bir an önce yapmalarını istiyordu. Emre "Olur" dedi, ama kendisinin bazı soru işaretleri vardı. Taylan ve Pelin onun kankaları idiler, ama Burcu'nun Pelin'le arası bozuktu. Emre bunun böyle olmasını istemiyordu. Daha yakın olmalıydılar.
Burcu Pelin'le arasının gayet iyi olduğunu söyledi, Emre de bunun onu çok rahatlattığını. Buraya biraz da onlar yüzünden taşınmıştı. Burcu sorun olmadığını söyledi, her zaman görüşebilirlerdi.
Emre Pelin'e Burcu sorununu hallettiği yolunda bir mesaj attı. Ama bunun bir karşılığı olacaktı tabii ki. Pelin Taylan'ın golf oynamaya gittiğini söyleyince, onun yanına gitmeye karar verdi.
Taylan hala Arzu ile ormandaydı. Ona polise gitmediğini söyledi. Yoktu böyle bir şey, kim söylemişti ki bunu? Arzu Mehmet'in söylediği cevabını verince inkar etmeyi bırakmak zorunda kaldı.
Arzu her şeyi bildiğini söyledi. Sadece, Taylan'a her şeyi açık açık sorarsa onun dürüstçe cevap verip vermeyeceğini bilmek istiyordu. Ama galiba Taylan hakkında yanılmıştı.
Taylan her saniye biraz daha geriliyordu. Ormanda Arzu'yla yalnız olmaktan rahatsızdı. Arzu, kendisinden korktuğu için onunla dalga geçti. Taylan ortamı gevşetmek için ona sarılmak isteyince golf sopasını uzatıp adamın karnına dayadı. Taylan'a ne yapmayı düşündüğünü sordu. Polise gidip her şeyi anlatacak mıydı? Taylan lafı geveliyordu ama Arzu kesin bir cevap istiyordu. O sırada Taylan'ın telefonu çaldı. Oya arıyordu. Arzu sopayla Taylan'ın eline vurdu. Telefon bir yana savruldu, Taylan'ın da canı yanmıştı.
Oya Taylan'ı yürüyüş yolunda çocuğuyla yürürken aramıştı. Polisle anlaştığı gibi onunla buluşup konuşturmaya çalışacak, konuşmayı da kayda alıp onlara teslim edecekti. Karşılaştığı kadınlar artık ona güzel şeyler söylüyor, iltifat ediyorlardı.
Taylan'ın ormandaki çilesi bitmemişti. Arzu üstüne geldikçe geri çekiliyordu. Bir yandan da onu sakinleştirmeye, buradan gitmek için ikna etmeye çalışıyordu. Arzu çenesini kapamasını söyleyip planını açıkladı. Taylan bir kaza sonucu arkasındaki kıyısında durduğu tepeden aşağıya düşecekti. Onlar da arkasından çok üzüleceklerdi, çünkü Taylan'ı çok seviyorlardı.
Arzu, bunları söyledikten sonra golf sopasını Taylan'ın dizine vurdu. Taylan iki büklüm oldu. Sonra karşı atağa geçti. İkisi uçurumun kıyısında itişmeye başladılar. Arzu vücuduyla Taylan'a abanmış, onu iterek aşağıya düşürmeye çalışıyordu. Tam başarılı olacak gibiydi ki Emre orada belirdi ve Taylan'ı çekip kurtardı.
Arzu hiç bozmadı, sanki onu düşürmeye değil de kurtarmaya çalışıyormuş gibi davrandı. Emre bunun bir kaza olmadığının gayet farkındaydı tabii. Taylan, Arzu'nun bu kadar rahat bir şekilde yalan söylemesi karşısında hayretler içinde kalmıştı. Emre'ye "Yürü gidelim" dedi ama Emre önce Arzu'ya bir şeyler söylemek istiyordu. Taylan hızla uzaklaşırken ona, "İçindeki öldürme dürtüsü tek seferlik bir şey değilmiş" dedi. Arzu'nun biraz önce ne yaptığını biliyordu.
Kemal Serhan'la konuşmak için iş yerine gitti. Ona, karısından şüphelenmek için güçlü sebepleri olduğunu söyledi. Serhan Merve'nin nerede olduğunu bilmiyordu, keşke bilseydi. Kızı da onun yanındaydı. Merve'den boşanıp Oya'yla evlenmek istiyordu.
Kemal Serhan'a kızının annesinin katil zanlısı olmasından etkilenmemiş göründüğünü söyledi. Serhan bu konuda düşünmüştü, cinayeti Merve'nin işlediğine inanmıyordu. Merve hiçbir kirli işi kendi yapmazdı. Fakat bu şüphe şimdilik işine geliyordu.
Taylan Mehmet'in dükkanına fırtına gibi girip Arzu'nun ormanda yaptıklarını anlattı. Mehmet karısına Taylan'ın Emniyete gittiğini söylerken onun Taylan'ın üstüne gideceğini düşünmemiş miydi? Mehmet Arzu'nun böyle bir şey yapmayacağını söyleyince Edip olayını hatırlattı. Polise gitmeyecekti ama Mehmet'in karısını kendisinden uzak tutmasını istiyordu.
Arzu hala ormandaydı. Hırs ve öfke dolu bir çığlık attı. Yılanın başı Emre idi, önce onu ezecekti.
Nilay'la Bora, okulda, arkadaşlarına yaptıklarını görüntüleyen kameradaki görüntüleri silmek için hazırlanıyorlardı. Kamera odasındaki güvenlik elemanını dışarı çıkarmayı, odaya girmeyi ve kamerayı bulmayı başardılar. Ama istediklerini yapamadılar ve odadan çıkarken de güvenliğe yakalandılar.
Taylan Mehmet'e, Arzu'yu bir kere daha etrafında görürse başka yollara başvuracağını söyledi. Mehmet bunun bir tehdit mi olduğunu sorunca "Ne anlarsan" diye cevap verdi. Mehmet Arzu ile konuşacağını söyledi. Ama karısının kılına zarar gelirse Taylan elinde kalırdı.
O sırada Mehmet'i okuldan aradılar. Hemen gitti. Müdür, Nilay'la arkadaşının yaptıklarını polise bildirmek zorunda olduklarını söyledi. Nilay 1 ay süreyle okuldan uzaklaştırılacaktı. Ayrıca okuldan atılması da gündeme gelebilirdi. Bunları konuşmak için Arzu'yu da aramış, ama ulaşamamışlardı. Nilay anne - babasıyla konuşmaya çalıştığını söyledi. Ama onu dinlememişlerdi.
Mehmet kendi kendine söylendi. Bütün bunlardan kurtulacaktı. Hepsi geçecekti. O babaydı, aileyi ayakta tutacaktı. Ama önce Arzu'yla ilgilenmeliydi.
Arzu evdeydi. Telefonu çalıyor, ama açmıyordu. Bu evde yaşadığı güzel şeyleri düşünüyordu.
Oya arabasıyla Taylan'ın yoluna çıktı. Son zamanlardaki olayların kendisini yıprattığını, çocuğunun Serhan'dan olduğu ortaya çıkınca çok mahcup olduğunu söyledi. Taylan'la biraz sohbet etseler ne iyi olurdu. Bir şeyler içmeye gitseler miydi?
Taylan önce biraz tereddüt etti ama sonra arabaya bindi. Gittikleri mekanda o içki almaya gidince Oya telefonunu kayıt için hazırladı. Sohbete Taylan'ın hoşuna gidecek bir tarzda başlayıp konuyu Merve'nin gidişine getirdi. Serhan'la Oya'nın olayı geçip gitmişti. Merve Edip'in ölümü yüzünden mi gitmişti acaba?
Taylan bu konudan hoşlanmamıştı. Oya ona hak verdi. İçki içerek başka şeylerden söz etmeye başladılar. Bir süre sonra Taylan baya gevşemişti. Oya onun esprilerine gülüyor, geçmişte de kendisini böyle güldürdüğünü söylüyordu. Bunlar hoşuna gitmişti. Oya, bir okul anısından söz açıp konuyu yine Edip'e getirdi. Bu konu Taylan'ı yine rahatsız etmişti. Oya, Edip'in ölümü konusunun böylece kapanması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Kimsenin hayatını dağıtmaya hakları yoktu. Taylan bu fikri destekledi.
Oya devam etti; sonuçta bunu yapan da ailesi olan biriydi, değil mi? Ölenle ölünmezdi sonuçta.
Bu noktada Taylan, Oya'ya biraz dökülmek istediğini söyledi. Fakat onun umduğu konuyu açmadı. Bunun yerine ikisinin geçmişinden söz etmeye başladı. Oya da aralarındaki enerjinin farkındaydı herhalde.
Taylan bunlardan söz ederken içkinin etkisiyle kafası karıştı. Ne anlatıyordu acaba? Oya, Edip'ten söz ettiğini söyledi.
Oya daha sonra mahkemede, o anda gözünün döndüğünü itiraf edecekti. Polise kaydı vermemeye karar vermişti. Bunu yapanın icabına kendisi bakacaktı.
Barda Taylan ortada 2 çocuk olduğunu söyleyince Oya'nın aklına Serhan geldi. Taylan sözlerine "Hapislerde mi sürünsün genç yaşında bu kadıncağız?" deyinde söz ettiği kişinin Serhan olmadığını anladı. Arzu idi bu tabii ki, 2 çocuğu olan bir de o vardı.
Ertesi gün, Arzu çocuklarıyla sitenin yeşil alanında yürüyüşe çıktı. Yanlarından ayrılmadan önce birbirlerine göz kulak olmalarını söyledi. El sallayarak uzaklaşırken, kafasında yine bir şeyler olduğu belliydi.
Oya katilin kim olduğunu biliyordu artık. Makyajına bakmak için tuvalete gideceğini söyleyerek masadan kalktı. Ama asıl niyeti mekandan çıkmaktı.
Çıkınca kendi kendine "Buraya kadar Edip, bitti. Arzu, geberticem seni" diye söylendi. Sonra İlhan'ı arayıp kendisine acilen bir araç bulmasını istedi.
O sırada Pelin de evinde "Yapıcam bunu, başka yolu yok." diye söyleniyordu. O da babasını arayıp kayıt dışı bir araca ihtiyacı olduğunu söyledi.
Emre ile Burcu da evdeydiler. Burcu biraz gergin görünüyordu. Emre koşuya çıkmayabileceğini söyledi ama nişanlısı onun programını bozmasını istemiyordu.
Burcu, Arzu'nun zamanının dolduğunu düşünüyordu o sırada.
Arzu evden çıkıp arabasına doğru yürürken geçmişi düşünüyordu. Burcu ile Mehmet'in ilişkisini öğrendiği gün, Burcu'yu tehdit etmesi, onun Mehmet'le evleneceği gün süslenip püslenip düğüne gitmesi, Burcu ile Oya'nın evindeki partide yaptıkları büyük kavga, Edip'e şamdanla vuruşu geçiyordu aklından.
Emre kulaklıklarını takmış, koşmaya başlamıştı. Arzu arabasıyla onu takip etmeye başladı.
Emre bir çeşmenin başında durduğunda Arzu selektörleri yaktı. Emre arabaya doğru döndü, kulaklıklarını çıkarttı. Elini gözlerine siper ederek neler olduğunu görmeye çalıştı. Bir araba üstüne doğru geliyordu.
Arzu hızla Emre'ye yaklaşırken ortaya çıkan bir araba ona çarptı. Arzu'nun arabası üst üste takla atmaya başladı. Sonunda tepetaklak vaziyette durdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder