16 Eylül 2015 Çarşamba

Ev İşi Yapma Teknikleri(m)



Her ne kadar başlıkta ev işi yapma teknikleri yazsa da yazacaklarımın böyle teknik, bilimsel, pratik ev işi mevzularıyla pek bir alakası olmadığını belirtmek isterim. Bir kere, bugün ev işi yapmak yoktu benim planımda. Bir yemek yapacaktım sadece, yemeğim yok ama şimdi ondan vazgeçmiş durumdayım, onun yerine hafif bir salon temizliği yaptım ve oradan başka işlere geçtim, bir de yemek yapmakla zaman kaybedemem. Hiç takı yapmadım daha. Neyse, bir şeyler uydurulur yemek için. Ben bugünün nasıl düşündüğüm gibi değil de başka türlü olduğunu anlatayım şimdi:



Saat 11 sularında Sevcan'la telefonda konuştuk, kendisi yarın bana gelebilir ve yatılı misafir olarak bir süre kalabilir. Buraya kadar tamam, epey oldu görüşmediğimiz, gelmesini istiyorum. Fakat telefonda Sevcan'a da söylediğim gibi ev bakımsız biraz ve benim bugünlerde durumu değiştirmek için bir şey yapmaya niyetim yok. 2 gün sonra 2 kere pazara çıkıp takı tezgahı açıcam, 2015 Kurban Bayramı öncesi son 2 pazarım bunlar, ne kadar takı yapabilirsem kardır. Bu sıralar takılar yüzünden yazmayı ve sosyal medya platformlarında fink atmayı biraz savsaklasam da tamamen bırakamam, bu yüzden illa ki belli bir zaman bilgisayar başında geçiyor, bir de o var. Öyleyse ne olacak, ev işleri bir kenara bırakılacak bir süre kardeşim, beklesin onlar. Yani bekleyeceklerdi. Sevcan da dedi ki; hiç dert değil dedi, beraber yaparız dedi, amaan ne olacak dedi; böyle bir şeyler dedi. Ama işte, onunla telefonda konuştuktan sonra içime bir böyle bakımsız bir ortamda oturmayalım, biraz bir şeyler yapayım duygusu bastı. Bastığı gibi de fırladım.

Fırladığım sıralarda saat 11'di, 7'ye doğru kalktığım halde daha hiçbir şey yememiştim, web sitem için bayramlık kız çocuk kıyafetleri hakkında bir yazı başlamıştım gece, onu tamamlamış bir de videosunu yapmıştım. Böyle kötü bir huyum var maalesef, çok zaman önce birkaç saat çalışmaya oturuyor, o sırada sigara ve nescafe içiyor, kahvaltıyı daha sonra yapıyorum. Bu hoşuma gitmiyor hayır, kimseye tavsiye etmem, kendim de bu açıdan değişmeye çalışıyorum. Neyse, 11 gibi fırladım işte. Hesabım şu; salonu şöyle bir silicem, bir de toz alıcam. En çok orayı kullanırız biz, akşam saatlerinde ve yarın da başka ufak tefek işleri yaparım parça parça, biter gider. Ama önce kahvaltı etsem daha iyi olur. Ama ben önce ne yaptım, salona daldım. Bir yerlerin tozunu aldım, koltuklarla kenepenin kenarlarının tozunu sildim, halıyı yerinden kaldırıp boşluğa onları koyup altlarını sildim, üstünde takı yaptığım için darmadağın görünen kanepenin üstünü boşaltıp tekrar düzenledim, o yerlerin kurumasını beklerken kitaplığın raflarını boşaltıp...e ben bu kadar şey yapmayacaktım ama? Neyse artık, onları da sildim, sonra tekrar yerleştirdim.


1 saat ancak sürmüştür bunlar, salon standart bir 3+1 apartman dairesinin salonu ve içinde öyle tıklım tıkış eşya yok. Tercihim böyle, az eşya ile yaşamak büyük rahatlık benim için, bu konuda ayrıca yazıcam bir gün. Yalnız, salonun yerleri kururken hesapta kahvaltı edecektim ben ve bugün başka ev işi yapmayacaktım, o öyle olmadı.

Bir ara kendimi yatağımın üstüne oturmuş, gardırobun raflarından indirdiğim penyeleri katlarken buldum. Benim burada ne işim var, salon kurumakta olmalı, ben de karnımı doyurmakta olmalıyım? Tek hatırladığım birkaç gün önce raflardaki penyeleri dağılmış görüp sinir olduğum, o sinir bilincimin altına nasıl işlemişse demek ki, salonda şöyle azıcık ev işi yapma niyetiyle başlayıp onu da halledeceğim tutmuş. Peki.

Sonra bi ara baktım ki yatak odamdaki raflı açık dolabın raflarını boşaltmış rafları siliyorum. Bu hiç hesapta yoktu?

Arka odadaki çamaşırlıkta birikmiş olan temiz çamaşırları katlarken açlıktan başım dönüyordu artık.

Tam artık mutfağa gitmeye kararlıyım, hiçbir şey beni yolumdan döndüremez-gibi geliyor bana, demin odamdaki masamın ve üstündeki bilgisayarımın tozunu aldığım aklıma geldi. İyi de, hazırladığım videoyu YouTube'a yüklüyordu bilgisayar, onu unuttum haldır huldur toz aldım, ne güzel bir kısmı yüklenmişti de, durmamıştır inşallah? Gittim baltım durmamış, dolmuş bitmiş hatta, e madem bunu yayınlayayım da videoyu bir de Daily Motion'a yükleyeyim ben. Not defterimden oraya giriş şifresini bulayım, yayınlanmış videoyu 1-2 yerde tanıtayım derken mutfağa gidip kahvaltı etme işi yine iptal oldu.


Tamam artık, kahvaltımı yapıcam. Açlık hissetmediğim veya açlığa dayanıklı olduğum gelmesin aklınıza, midem bulanıyor artık, bir ara başım döndü. Tabii ki önce bu işleri yapmaya mecbur değilim ama işte, şöyle bir şey var: Başlıkta ev işi yapma teknikleri olarak kastedilen şey başlığın çağrıştırdığı gibi şık bir şey değil, benim bu tür işlerle ilgili 'Bitsin de kurtulayım' tarzı, aceleci ve galiba anti-pratik davranışlarım. Şimdik; ben yalnız yaşıyorum ve kısmen kişiliğimle, kısmen hayat şartlarımla bağlantılı olarak ev işlerinden yana rahatım. Boş verebilirim, erteleyebilirim, biriktirebilirim...fakat bir yere kadar, insan, mekanı temiz olunca ve iyi görününce, dolapta 1-2 kap yemek olunca daha iyi hissediyor kendini. İşin sağlık ve temizlik yönü gayet önemli elbette ama bu kısmı da önemli. Bu yüzden, öyle kepaze bir boş vermişlik içine girmiyorum, giremiyorum. Ama her zaman 'Bitireyim de rahat edeyim.' havasındayım. Öyle olunca da böyle oluyor işte galiba; bunu da yap kurtul, şunu da yap kurtul, onu da yap kurtul. Kurtul da seni gerçekten ilgilendiren, sana 'Esas' gelen işlerine bak; web işleri gibi, takılar yapmak gibi.

Son olarak, hakkaten ve de kesinlikle mutfağa giderken, kahvaltı ederken okumak için bir kitap seçmiştim salondan, onu kaybettim. Oraya baktım yok, buraya baktım yok, sinir oldum. Hayır, başka bir kitap alabilirim tabii ama hep böyle şeyler oluyor benim hayatımda, durmadan ufak tefek bir şeyleri bulamıyorum, sonra buluyorum veya yoluma çıkıyorlar, sonra bir daha kayboluyorlar falan; ne münasebet? Ahdettim kitabı bulucam. Açlıktan gözüm dönmüş vaziyette bir 5-6 dakika da onu aradım. Yerde buldum sonra, girişteki paspası daha sonra silkelemek üzere içine doğru katlayıp yere koymuştum, kitabı da onun üstüne koymuşum. Paspasın yanından geçerken gözüme çarptı, yoksa orada aramak aklıma gelmezdi. Oraya koymak da aklıma gelmemeli aslında ama, geliyor işte.

Höh! Artık biraz takı yapiim. Yoksa mutfağın yerlerini siliverip o işten de mi kurtulsam?


1 yorum:

  1. Sanırım dolapları düzenleme işi en fenası.. Bir de dolapların ne kadar düzenlerseniz düzenleyin, dağılma özelliği var.. :)

    YanıtlaSil